Cerrahi anlamda sünnet, glans penisi (penis başını) saran prepisyum ya da sünnet derisi denen içi mukoza kaplı deri parçasının kesilerek çıkarılması ve bu kesme sonucunda açıkta kalan deri ve mukozanın emilebilen dikişlerle tekrar dikilmesi demektir. Bu işlem dünya tarihinde muhtemelen üzerinde en çok tartışılan, en eski cerrahi müdahalelerden biridir. Dünya üzerinde bazı insan ve kuruluşlar sünnete karşıdır ve çeşitli eylem ve yazılarla kendilerini ifade etmeye çalışmaktadırlar. Son zamanlarda da Türkiye’de bu konuda farkındalıkta bir artış mevcut ve biz Çocuk Cerrahları hastalarımızdan sıkça sünnet yaptıralım mı? Yaptırmayalım mı? şeklinde sorular almaktayız. Kliniğimizin bu konudaki tutumu nettir, kimseyi “çocuğunuzu sünnet ettirin ya da ettirmeyin” şeklinde telkin etmiyoruz. Ancak ortada bir Türkiye gerçeği var, erkeklerin %99’unun sünnet edildiği bir toplumda yaşıyoruz.

Sünnet, öncelikle dünyanın belirli bölgelerinde dini ve kültürel inançlar sebebiyle yapılırken bazen de tıbbi amaçlarla belirli endikasyonlarda ya da tıbben yararlı olduğu düşünülerek yapılmaktadır. Ülkemizde ise sünnet daha çok dini ve sosyal bir istek. Aile için sünnet töreni yapılması zevkli ve gururlu bir olay, manevi bir mutluluk ve sosyal pekiştirme olarak kabul edilmekte. Çocuk açısından ise arkadaşları arasında bir statü kazanma olayı.

Bir cerrahi işlem olarak ise sünnet, mutlaka hekimler tarafından ve aynen bir cerrahi işlemde uygulanan ilke ve kurallara, titizlikle uyularak yapılması gereken çok önemli bir cerrahi müdahaledir. Araştırmalara göre maalesef Türkiye’de her 100 sünnetten 85’ini sünnetçiler, yüzde 10’unu sağlık memurları, yalnızca yüzde 5’ini ise cerrahlar yapıyor (Türk İstatistik Kurumu, 2017 verileri). Aslında sünnet, zor olmayan ve rahat tolere edilebilen bir cerrahi girişim. Ancak cerrahi işlem standartlarına uyulmadan yapılan sünnetlerde komplikasyon olasılığı da artmaktadır. Sünnet sonrası komplikasyon oranları farklı çalışmalarda ortalama %0,2-3 arasında değişmektedir. Alanya Çocuk Cerrahisi ve Sünnet merkezi olarak biz, sünnette görülebilecek fiziksel ve psikolojik olumsuzlukların en aza indirilmesi gerektiğini düşünüyoruz. Bu nedenle özel kliniklerde sünnet ve diğer küçük müdahaleler için hazırlanmış hem tıbbi açıdan donanımlı hem de çocukları cerrahi girişim korkusundan uzaklaştırmak için (hatta aksine eğlenceli bir hale getirmek üzere) dizayn edilmiş lokal cerrahi girişim odalarında sünnet ve diğer küçük cerrahi işlemlerin seçilmiş hasta grubunda lokal anestezi ile yapılabileceğini düşünüyoruz.

Sünnet yaşı olarak herhangi bir fikir birliği olmamakla birlikte, sünnete seçmeli bir cerrahi işlem gözüyle bakıldığında çocuğun geçirmek zorunda olduğu bu endişe verici ve ne olursa olsun canının yanmasına yol açabilecek bu işlemin onun en az sıkıntı çekeceği ve anılarında yer almayacağı bir yaşta yapılması önemlidir. Prensip olarak sünnet işlemi sırasında hiçbir şekilde çocuğun canının yanmaması gerekir ve aynı zaman da anne ve babası yanında bulunması ve çocuğa zorla bir işlem yapılmadığı takdirde çocuğun psikolojik bir sorun yaşaması mümkün değildir. Özellikle 6 yaş ve üzerindeki çocuklar sünnetin nasıl yapıldığını kısacası sünnetin kesilerek yapıldığını kavrarlar buda çocukların en fazla stres ve korku yaşadığı dönemdir. Bu korku ve endişe çocuğun yaşıyla beraber büyür. Çocuklara bu endişe ve korkuyu yaşatmamak için iyileşmenin daha kolay olması nedeniyle özellikle alt bezinden kurtulmadan yapılması daha uygundur

Çalışma koşulları uyğun çocuk cerrahisi uzmanın yaklaşımı sünnetin lokal anesteziyle yapılması yönünde olmalıdır, çocukla kurulacak iyi bir ilişki sünnetin lokal anestezi altında yapılması daha uygundur. Ülkemiz de olduğu gibi dini ve geleneksel nedenlerle tüm erkek nüfusun kesinlikle sünnet edildiği toplumlarda tüm sünnetlerin genel anestezi altında yapılması olası değildir. Çünkü sünnete aday populasyon sayısal olarak ülke nüfusunun yarısıdır (ülkemizde yılda 1,400,000 bebek doğuyor ve bunun yaklaşık yarısının erkek olduğu düşünülürse, yılda yaklaşık 700,000 potansiyel sünnet adayı var demektir). Ayrıca bu kadar çok genel anestezi uygulamasının getireceği komplikasyonlar, belli orandaki ölüm riski de dahil olmak üzere kabul edilemez boyutlara ulaşabilir.

Bugün dünyanın bir çok ülkesinde lokal anestezi ile sünnet yapılmaktadır. Ülkemizde sünnetin tören kısmına daha çok önem verildiği için sünnet olan olguların çoğunluğu 6 yaşından büyüktür bu çocuklarla kurulacak iyi bir güven ilişkisi ile her çocuk rahatlıkla lokal anestezi ile sünnet olabilir.